Bir Demir Demirkan şarkısı tadında, gizlice geliyorum sahile, kimse bilmeden. Karanlıkta sadece silueti seçiliyor, ama anlıyorum onun olduğunu. Daha sonra pek çok kez onu o şekilde beni beklerken bulacağımı bilmeden, yanına oturuveriyorum, sanki ilk kez değilmişçesine. Bir süre sonra, o arkaya geçelim diyor, duvar dibine. Sahildeki evin kumsala inen merdiveninin tam yanına. Karanlık bir köşe, kimsenin göremeyeceği, ve sadece iki kişinin sığabileceği şekilde. İşte ilk kez, o köşede oturuyoruz, sonraları yine orada sabahlayacağımızı bilmeden.***
Tam altı yaz geçmiş üzerinden. Ve tam altı yaz sonra, kimsenin koyamadığı noktayı, Deniz koymuş. Bugün o köşe sular altında. Beton merdiven yıkılmış, suyun içinde yüzüyor. Bir süre bakakalıyorum sular altında kalan kumsala. Deniz her şeyi silmiş süpürmüş. Tanıştığımız günü, o köşeyi, geçmişi, ve yaşadığımız bütün yazları. Hiçbir şey kalmamış geriye.
Anlıyorum, bitmiş.
Deniz de son kalanları silmiş atmış, en derinlere.