Pages

1 Nisan 2010 Perşembe

Bazen Bir İçki Şişesi...

Bugün boş şişelere bakarken, bir bunlar kaldı anlam yüklemediğim diye düşündüm. Mantıksız da değil aslında, her şişenin bir hikayesi var. Zamanında içindeki "şişesinde durduğu gibi" durmadığı için, nice bünyeyi sarstı her biri. Kimimiz güldük, kimimiz yerlerde süründük. Farklı ortamlarda, farklı insanlarla tüketilen bu içki şişelerinin hikayelerini -hatırladığım kadarıyla- anlatmaya çalışacağım.
***


Açılışı Smirnoff Green Apple ile yapmak istiyorum. Bahar festivalinde varlığıyla bizi şereflendiren Smirnoff Green Apple, hafızamda ciddi kopukluklara neden olmuş, ve de bana en acayip sarhoşluklarımdan birini yaşatmıştır.

Sıradaki, Petekkaya Şarabı. "Dostlara özel, ev yapımı şarap" sloganı ile içimizi ısıtan, yılbaşı sonrası bize Deniz'in hediyesi. Bir gece ansızın peynir eşliğinde tüketildi, kendisine herhangi bir kurban seçmedi, gece olaysız bitti.

Olmeca Tequila (2 adet): Bir tanesi geçen sene Güneş'in doğumgünü hediyesiydi, beraberinde oynanan tabu ile birçok dil sürçmesine, tabuya sebep oldu. Diğeri ise yakın geçmişte karaoke öncesi içildi, sahnede şarkı söylemeye doyum olmadı.

Absolut Mandrin: Merve'nin seyrek gelen ani alkol isteği ile aramıza katıldı. Gecenin sloganı "temiz konuşmak"tı, seçilmiş kişi yine Merve'ydi, o da konsepte uydu, temiz konuştu.

Ne idüğü belirsiz Russian Vodka: Koleksiyonun en değerli parçalarından biri olup, hala vodka oluşu konusunda şüpheleri barındıran, Avni tarafından kolonya ile mukayese edilip, kolonya'ya "en azından kolonyanın limonlu olduğu" gerekçesi ile yenik düşen, kör etme riski taşıyan, öldüren lezzet. Bir kısmımızın koklamasıyla bırakması bir olurken, bir kesim içmekte ısrarcıydı. Gece devrim şarkıları ile sonlandı.

Bailey's: (Special thanks to: Cem K.) Bünyesinde pek çok Bailey's hikayesi barındıran Cem K., "temiz konuşma" gecesinde, geleneksel free shop'tan satın alınmış 1 lt'lik Bailey's'i ile geceye renk kattı. Akabinde kahve keyiflerimizi şenlendirdi sevgili Bailey's, onu hep sevdik.

Palinka: Macaristan dönüşü Oğuz'un hediyesi. Palinka'lar her çeşit meyveden yapılabiliyormuş, bizimkisi kayısılı ve ballıydı. Bakmayın kulağa bu kadar tatlı geldiğine, her shot'ta bir tekila kadar yakıyor insanın içini.

***

Unuttuğum, atladığım, şu an aramızda olmayan, zaman aşımına uğrayan, başka yerlerde konaklayan bütün içki şişelerinin anısına yazıyı burada noktalıyorum. Yanındaki güzel muhabbet olmadığı sürece, hepsi gereksiz zaten. Burada afişe ettiğim-etmediğim insanlar olmasaydı, hiçbirinin tadı tuzu olmazdı.

1 yorum:

  1. Ah canım, kedicim, harika yazmışsın..
    Objelere böyle güzel anlamlar yükleyen ve bu anlamları güzelce yükleyen kim kaldı ki bugünün "kullan-at" veya "tamir edeceğine yenisi al" cı insanlarından.
    Atıflarından ötürü de sağol. Sizin gibi dostlar da olmasa üzümleri ezip ezip bekletmeye ne gerek.. :)
    HDP

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...