Her ne kadar bunalımdaymışım gibi gözükse de son bikaç kaydımda, aslında iyiyim. Gecenin bu saatinde, sanmıyorum ki kimse ilgilensin iyi veya kötü oluşumla, ama belirtmek istedim nedense. Değişim süreçlerinden geçtiğim doğru, yine de yazdıklarıma göz atınca fark ettim ki, çok geçmişle yaşıyormuş izlenimi veriyorum, halbuki alakası yok. Kendimi günlük hayatın akışına bu kadar kaptırdığım başka bir dönem daha hatırlamıyorum. Duygusal açıdan nötrlendim, çevremde gerçekten çok sevdiğim insanlar var, ve kısıtlı bir çevrem. Daha doğrusu, sadece olmasını istediklerim yanımda, daha fazlası değil. Şile'deki rutin hayatım akıp gidiyor, bense o akıma çoktan kaptırdım kendimi. Rutinlik sinirimi bozmuyor ama, çünkü rutinden kastım hareketsiz ve kasvetli oluşu değil. Yine düzensiz uyuyorum, düzensiz yiyorum, anlık kararlar veriyorum, ama hayat yolunda ve olması gerektiği gibi gidiyor. Rahatsız değilim bu gidişten. Tek problemim, böyle dönemlerde yazamıyorum. Yazmayı seviyorum ama, sorunsuz olmayı da seviyorum. Mutluyken yazamıyorum ben, sadece gündelik problemlerle başa çıktığım dönemlerdeyse hiç yazamıyorum. Ve şu aralar problemlerim uykudan, yemekten, sınavdan, haftasonu planlarından ibaret. Yazamıyor oluşumu saymazsak, iyi durumdayım.
Bir yandansa, bayram tatili yaklaşıyor, Altınoluk yine beni çağırıyor.
Ben de ona yine tıpış tıpış gideceğim.
Şimdilik rutinimi bozan tek şey bu, yani, yine yol var falımda.
Artık uyku vakti. Deliksiz uyuduğum, huzurla uyandığım tek yer burası.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder