Sonra bir gün, ağlamaktan yoruldum. Uyuyakalmışım. Rüyamda yeşil kanepeli oturma odasındaydım. Yan yana oturuyorduk, yavaşça sokulup sarıldım ona. O kadar gerçekçi, o kadar etten kemiktendi ki, daha sıkı sarıldım, traş losyonunun kokusuna kadar alabiliyordum. "Tatlı kızım benim" dedi her zamanki gibi, gri mavi gözlerini bana çevirerek. "Ben çok iyiyim" dedi sonra; "Ama artık ağlamanı istemiyorum." Son bir kez daha sarıldım sımsıkı, canlı olduğunu hissedebilmek için.
Uyandım. Saat, sabahın 6sı olmuştu. Huzur içinde, diğer yana döndüm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder