Pages

9 Ocak 2014 Perşembe

Bir Kitap Bir Şarkı



Bazı kitaplar var, kısa oluşlarına ters orantılı bir şekilde zor okunuyor.
Bazı kitaplar var, uzunluklarına rağmen kısa sürede bitiyor.
Bazıları ise, hem kısa, hem kolay okunup hem de derin mesajlar veriyor.
Bu son söylediklerimden pek fazla bulunmuyor. Albert Camus'un Yabancı kitabı onlardan biri.
Vikitap sayesinde okuma listeme girdi, evde hasta olduğum bir günde, aynı gün içinde bitti.
Fazla anlatmayacağım. İçinde bulunduğumuz topluma, dünyaya yabancı oluşun kısa ama vurucu bir öyküsü.
Biraz da Yusuf Atılgan'ın Aylak Adam'ını hatırlattı bana. Kitap bittikten sonra her zaman yaptığım gibi yorumlara bakarken, yaptığım benzetmede yalnız olmadığımı gördüm.
Bir de, Yabancı'nın The Cure'a ilham verdiğini gördüm.
Kitaptan esinlenerek yapılan bir şarkı fikri hoşuma gitti.
Killing an Arab, kitabın üzerine pek güzel gitti.


2 Ocak 2014 Perşembe

1 Ocak Özeti

Öncelikle, herkese mutlu yıllar!

2013 hakkında pek çok şey yazıldı çizildi. Almanaklar çıktı, televizyonlar neler yaşandığını anlattı da anlattı, kaybettiklerimiz bir bir anıldı, blog yazarları yeni yıl dileklerini listeledi, son olarak yılbaşı planları yapıldı ve gecenin fotoğrafları sosyal medyada paylaşıldı. Buraya kadar hepimiz tamamız. Peki ya sonrası?

Fark ettim ki, yılbaşı gecesi benim için nasıl geçerse geçsin -evde, yurtta, partide, sokakta, mekanda, konserde- 1 Ocak günleri benim, ve hatta çoğumuz için hep aynı geçiyor. Farklı ortamlarda, farklı şekillerde yeni yıla giriyoruz ama, 1 Ocak hep benzer. İşte size bol genellemeli 1 Ocak özeti.

- Sabah, daha doğrusu öğlen kalkılır. Saate bakılır, yataktan doğrulmaya çalışılır, baş ağrısıyla/dönmesiyle geri yatılır.

- Kahvaltı için tüm ahalinin toplanması ortalama 1-2 saati alır. Tercihe göre evde veya dışarıda sıkı bir kahvaltı yapılır.

- Kahvaltı esnasında gecenin kritiği yapılır. O gecenin kazananı, yani sarhoşu kimse bir süre dalga geçilir. "Şunu da şöyle yapmıştın hatırlıyo musun" geyikleri gittiği yere kadar devam eder.

- Kız kıza ortamlarda dedikodu faslına geçilir.

- Dünyalar yenip kahvaltının sonuna gelinince, ağırlık çökmüş ve Türk kahvesinin tam da zamanı gelmiş demektir. Kahveler söylenir. Bu arada vakit geçmeye devam eder, hafiften sıkıntı başlar.

- Kahveler geldiğinde ufak çapta, geçici bir mutluluk yaşanır. Kafaların yerine gelmesi kahvelerin bitişine denktir.

- Mutsuz bir şekilde sofradan kalkılır. Artık gerçekler dank etmeye başlamıştır. Yılbaşı geçmiş, hatta yılbaşı ertesi olan tatil günü geçmiş, korkunç bir Pazar günü sıkıntısı baş göstermiştir.

- Evde bir süre daha miskinliğe devam edilir, duruma göre film izlenir. Bu arada mevsim gereği hava kararmıştır, herkeste "Bugünü de yedik bitirdik" duygusu hakimdir.

- Bir Pazar günü nasıl sonlanıyorsa, 1 Ocak da aynen öyle sona erer. Zaten 1 Ocak'ın genel özelliğidir, hangi gün olursa olsun, günlerden cumartesi bile olsa pazarmış gibi hisseder insan.

Yeni yıl coşkusu, 1 Ocak'ın tatil oluşunun verdiği mutluluk falan, hepsi bir anda balon gibi söner. Artık gerçeklerle yüzleşme zamanıdır; kaldığımız yerden devam! Zaten 10'dan geriye saydığımız zamanın öncesinin de sonrasının da birbirinden pek de farkı yoktur. (Buraya Yiğit Özgür'ün "Bu ne lan dünün aynısı" karikatürü gelecek) İşin kötüsü, yakınlarda Ramazan/Kurban bayramı da yoksa, en yakın resmi tatil 23 Nisandır ki, buna da dört ay vardır. Miskin 1 Ocak da bitince, hepimiz normal hayatlarımıza döneriz. Yılbaşı süsleri kaldırılır.

SON.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...