Pages

19 Ocak 2010 Salı

Bira ve Kahve

Her ne kadar sürekli iddia etsem de çok kötü bir hafızam olduğunu, bazen çok garip şeyler hatırlıyorum. Örneğin, kokular canlandırır hafızamı. Tek bir kokuyla; bir günü, bir anı, bir insanı hatırlayabilirim. Bu koku mevzusunun üzerinde fazlaca durduğum için şimdi uzun uzadıya anlatmak istemiyorum, ama şöyle bir yönlendirme yapabilirim.

17 Ocak 2010 Pazar

Okumak ve Yazmak Üzerine

Bugün, iki kelimeyi bir araya getiriyor olmamı, çocukluğumdan beri okumama borçluyum. Belki çok sinir bozucu bir cümle şu an kurduğum, ama küçükken her gece yatmadan annem ve babam baş ucumda kitap okumasaydı, ben okumayı ilkokuldan önce sökmüş olmasaydım, ve her yaz anneannemin yazlığında asosyal bir çocukken odamdan dışarı çıkmayıp -ve tabi ki arkadaş edinmeyip- kitap okumasaydım, bugün yazabilir miydim, hiç sanmıyorum. Anlatmak istediğimse güzel yazmak değil, sadece yazmak. Hiçbir zaman güzel yazdığımı iddia etmedim, eski yazılarımdan çoğu zaman nefret ettim, tek bildiğim, yazmaktan keyif aldığım. Okunmak gibi bir derdim yok, öyle olsaydı, kilit üzerine kilit vurmazdım yazdıklarıma, köşe bucak kaçırmazdım insanlardan. Hatta şu an, şu yazdıklarım pek çok kişi tarafından okunsun isteseydim, çok kolaydı benim için, sözlükçülerin blogları başlığına bir entry girmek. Her ne kadar eskisi gibi korkmasam da yazdıklarımın okunmasından, ve ne kadar sevsem de insanların yorumlarını dinlemeyi, dilim varmıyor beni de dinleyin demeye. Belki de bu yüzden, lisede ufak tefek bişeyler yazarken, tek okuyucum Nilay ablamdı, tedavi süresince beni anlamaya çalışan psikiyatristim. Oysa çok severdim elinde defterim, yazdıklarımı gülümseyerek okurken onu izlemeyi. Yine de, o dönemde pek çok yazı yazma girişimim oldu, 10 yaşından beri yazdığım ve sakladığım günlüklerim, yazıp yazıp bir dosyada biriktirdiğim ve kendim bile okumadığım yığınla kağıtlarım. İnsanlara mektup yazmayı sevdim hep, uzağımda değil, yakınımda olana bile mektup yazdım. Bir gün, aruz veznini öğrenecek oldum, bütün kelimeleri saçtım etrafa, güzelce karıştırdım, ve sonra tekrar bir araya getirdim, aruz kalıbına uydurup. Hala çok gülerim, edebiyat hocamın bu saçmalıkları kim yazdı diyişine. (Mef'ulü, mefa'ilü... :)

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...