Pages

1 Mayıs 2010 Cumartesi

Tatilden Öğrenciliğe

Bir hafta olmuş ben bahar tatilinden döneli, her ne kadar bir tatil dönüşü yazısı yazmak niyetinde olsam da, yapamadım. Blogger'a girdim, başlığımı attım, bi paragraf yazdım ve bıraktım. Hava aydınlık, hala yazmakta zorlanıyorum. (evet bi de böyle bişey geliştirdim, sadece geceleri yazabiliyorum) İstediğim kadar çok okumadığım gibi, onunla doğru orantılı olarak, istediğim gibi yazamıyorum. Bahar üşengeçliği ufaktan tadını kaçırmaya başladı; 2 haftadır valiz hazırlamaktan, yola çıkmaktan, bi yerden bi yere gitmekten, kısacası her şeyden üşenir oldum. Hiç bu kadar sancılı bir mevsim geçişi yaşamamıştım, 1 haftada yaşadığım mevsim değişikliği cabası. Şile'nin değişken havası, Balıkesir'in kuru sıcağı ve akabinde Nisan yağmuru, hiçbir yere konduramadığım o fındık büyüklüğünde odamın camına takır takır vuran dolu, Altınoluk'un oksijen fazlası, güneşi, kokusu, hatta belki sadece ve sadece Altınoluk'un varlığı... 5 aydan sonra orada olmak hepsinden farklıydı kuşkusuz. 3 gün içinde uzun bir süredir görmediğim pek çok insanla görüştüm, Serap'ı göremedim, ve ilk defa Balıkesir'de huzur bulabildim. Aslında huzur, Balıkesir'de bi yerlerde varmış, sadece saklanıyormuş. Geçen seneden sonra güneye inmemeye ant içtiğim için, son derece sakin bir bahar tatili geçirdim, 4 yıldır aklım neredeymiş dedim kendi kendime. Pazar günü dönüşte yaşadığım önce Topçular trafiği sonra İstanbul kalabalığının üstüme gelmesiyle ufak bir şok yaşamadım desem yalan olur. Bir de, Pazar sabahı Edremit'ten otobüse binerken, tam yanımdan Ayvalık otobüsü geçti, yarı şaka yarı ciddi tutturdum Ayvalık'a gidicem diye. Tarihimde ilktir herhalde, İstanbul'a gitmiycem diye tutturup ağlayışım. Yarın döneli bir hafta olucak, ve ben çoktan alıştım hem İstanbul'un hem Şile'nin temposuna. İnsan adapte olabilen bir varlık, sevindiğim tek nokta bu. Çünkü yine uzun bir aradan sonra Altınoluk'ta bir son gece sancısı çektim, sol yanımda hissettim bütün ağırlığıyla. Şimdi tamamen duygusuzum, ve doğru dürüst yazamıyorum, tumblr'a fotoğraf postlamaktan başka bir şey yapamıyorum.

Şile'de miskin bir hafta sonunun tam ortasındayım, Mayıs başlarken hala yanıma bir ceket alıyor oluşuma isyan ediyor, ve bir öğrenci olduğumu hatırlayıp yapmam gereken okumalarıma dönerken, Zardanadam'dan Mayıs'ı sizlere armağan ediyor, aranızdan ayrılıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...