Pages

12 Kasım 2011 Cumartesi

Postcrossing Yazısı #2

Pek çoğunuzun da bildiği gibi, bundan bir ay önce Postcrossing girdi hayatıma. Postcrossing'den bahsetmiş olduğum yazımda dediğim gibi, geçtiğimiz süre boyunca kartpostallar, PTT, filateli gibi pek çok konuyla haşır neşir oldum. Ve bugün, bir aylık deneyimimi paylaşmak için buradayım =)

İşe beş tane adres almakla başladım. Yazıyı yazdıktan sonra üç adres daha aldım, evdeki kartlarımı ortaya döktüm, ve ne yazık ki iç açıcı sonuçlar çıkmadı. Özenle sakladığım mektuplarım ve bana gelen kartlar duruyordu ancak yollamak üzere aldığım kartlarımın hiçbiri yoktu. Ben de dışarı çıkıp yeni kartlar almaya karar verdim. Tabi bunun devamının geleceğini bilmeden, aklıma ilk gelen kırtasiye, kitabevi benzeri dükkanlara gittim. Öncelikle şunu söylemeliyim ki, kartpostal sorduğunuzda uzaylı gibi bakıyorlar. Pek çok çalışan, kartların yerini bile unutmuş durumda. Ellerinde bulunanların çoğu eski kartlar, yıllar var ki yeni kart basılmamış/alınmamış. Size de tavsiyem, öyle havalı yerlere girip kartpostal aramayın. Çoğu eski dükkanlarda, en köşe bucak yerlerde. Ama en güzel kartlar da bu eski yerlerden çıkıyor. Fiyatları da değişkenlik gösteriyor, belli bir çizgisi yok. Kimisi elinden çıkarmak adına komik rakamlar söylerken, bazıları da hazır satacak birini bulmuşken tanesine öyle bir şey diyor ki, bu da toplu alımlarda fazlaca tuzlu oluyor. Pazarlık payı var, çirkeflik serbest. Yani biri çıkıp da "Yok ya, kartpostal mı kaldı, satmıyoruz artık" derse, ki bana dendi, "Satmazsan satma arkadaşım, toplu alıcaktım, sen kaybettin" deyip olay mahalini terk edebilirsiniz, sonuçta müşteri her zaman haklıdır.

Kartlara gelecek olursak; şehir görünümleri ve simli noel babalı yılbaşı kartları çoğunlukta. Ve ne yazık ki kartpostal konusunda çoğu ülkeden gerideyiz. Tamam, ülkeyi tanıtmak güzel bir şey ama, diğer ülkelerden gönderilen kartlara baktığınızda göreceksiniz ki, çok daha yaratıcı şeyler var. Turistik kartpostallarda İstanbul'un ekmeğini bol bol yemişiz, Kız Kulesi, Boğaz Köprüsü ve Ortaköy Camii'ni sıkça görebilirsiniz. Ancak turistik kartlar dışında orijinal şeyler bulmak için, sahafları ve az önce de söylediğim gibi eski -ve hatta izbe- kitabevlerini gezmek gerekiyor. Hiç beklemediğiniz yerlerde, beklemeyeceğiniz güzellikle kartlar bulabilirsiniz. Örneğin bir yerde, çocukken hayal meyal hatırladığım kenarları tırtıklı kartlardan buldum ve inanamadım. Böyle yerlerden sadece yollamak için değil, arşivlik pek çok şey de çıkabiliyor, ve bir süre sonra fark ediyorsunuz ki, önünden geçerken hiç de bakmadığınız bir kırtasiyeye girip kartpostal sormaya, her yerde yeni kartlar aramaya başlıyorsunuz.


Postanelerde de durum pek iç açıcı değil. Yani orada da mektup ve kart olayları mazide kalmış. Bugün postanelerde fatura yatırma dahil pek çok işlem yapıldığından, mektup gişesi en kenara köşeye itilmiş, en az işlek olan kısım. O kadar ki, numara bile almıyorsunuz. (Tabi büyük şehirlerin merkez postanelerinde durum nedir bilmiyorum) Elinizde kartlarla gidince görevli de size garip garip bakıyor. Pul mu? Onlarla da pek ilgilenen kalmamış. Babam zamanında pul biriktirdiğinden filatelistliği az çok biliyorum, ama bugünlerde filatelist kaldı mı, ondan bile emin değilim. Eğer siz söylemezseniz, pul yapıştırılmıyor bile kartlarınıza, tek bir damga yetiyor. Onun için pulu ayrıca söylemek gerekiyor. Şanslıysanız görevli iş çıkardın başıma dercesine bakıp söylenmiyor size, en azından ben bu konuda şanslıydım. Bir iki gidiş gelişten sonra gişedeki memurla muhabbet etmeye başladım, artık defterinin arasından en güzel pulları çıkarıp kartlara yapıştırıyor benim yerime. Ben de ona kartların kaç günde ulaştığını, ulaştığını nereden anladığımı vs. anlatıyorum. Gişe pek kalabalık olmadığından, genelde pul yapıştırıp iki çift laf etmek için vakit oluyor. Tabi yine, bu pul meselesi yurtdışında da daha farklı. Pulu alıp karta yapıştırıyorsunuz, posta kutusuna atıyorsunuz-bitiyor. Oysa bizim her şeyimiz çileli. Kartımız, pulumuz, postanede sıra bekleyişimiz ve pek çok şey.

Ulaşım süreleri de ülkeden ülkeye değişiyor. En hızlı ulaşan kartım Finlandiya'ya oldu; bir haftada. Bir ay önce Çin'e yolladığım kartımdan hala haber alınamadı, hayatından şüphe duymaktayım. Almanya'ya beklediğimden yavaş gitti, Ukrayna'ya ise beklediğimden hızlı. Avrupa ülkelerine ortalama 2 haftada gidiyor, oradan da aynı şekilde 2 haftada kartınızı alabiliyorsunuz. Uzakdoğu'ya giden kartların akıbetini bilemiyorum henüz, onlar bazen bende suya yazı yazıyormuşum hissi uyandırıyor. Amerika ve Kanada için beklemedeyim, 20 gün civarı tahmin ediyorum. Afrika'yı ise hiç bilmiyorum, ancak onların da uzun süreceği kanaatindeyim. Ancak Uzakdoğu'daki diğer ülkelerin aksine Japonlar çok hızlı, sanıyorum airmail ile 10 gün ila 2 hafta gibi bir süre ile size ulaşıyorlar. (Japon yapıyor abi dediğinizi duyar gibiyim)

Tüm bunların dışında, posta kutunuzda bir kart görmek var ki, her şeye değiyor. Ben henüz iki tane kart aldım, sahibine ulaşan beş tane kartım var. Kartlarınızın ulaştığını görmek de, size kart gelmesi kadar sevindirici bir şeymiş, en azından ben bunu beklemiyordum. Siteyi gezerken hep bana gelecek olan kartları düşünmüştüm, fakat ilk kartımın ulaştığını öğrendiğim an havalara uçtum. Çünkü yolladığınız kartlarınız, hiç tanışmayacağınız birine, belki de hayatınız boyunca hiç gitmeyeceğiniz bir ülkeye gidiyor. Sizin kat edemediğiniz yolları kat ediyor kartlar, sizin gidemeyeceğiniz kadar uzağa gidip hiç karşılaşmayacağınız birinin oluyor. Bununla mutlu olabilmek çok garip, ama bir o kadar da güzel. Hala duymayanlar için Postcrossing burada. Sahibine ulaşmak için yolda olan -şu anda- 280 bin küsür kart var, kim bilir, belki bir tanesi de size geliyordur.


11 yorum:

  1. Paylaşımınız için gerçekten teşekkürler ve yazınız da çok güzel.
    http://www.magicfortunecookie.blogspot.com

    YanıtlaSil
  2. ben teşekkür ederim güzel yorum için =)

    YanıtlaSil
  3. http://www.postcrossing.com/user/denizhazal
    bu benim hesabım bende çok severim kartlaşmayı postcrossingi gerçekten postcrossing harika bir site !

    sevgilerimle..

    YanıtlaSil
  4. Merhaba, bende postcrossinge yeni üye oldum ve kart aramaya başladım:) ülkemizi manzaralı pek güzel kartlar var ama bahsettiğin gibi değişik şeyler bulmak çok zor, önerebileceğin yerler varmı kitapçılar veya adresler, çok teşekkürler...

    YanıtlaSil
  5. Sinem, eğer İstanbul'daysan Sirkeci'deki toptan satıcıları tavsiye ederim, Keskin Color hem çok ucuz hem de çok kaliteli kartlar yapıyorlar. Kırtasiyelerde 50 kuruşa bulabileceğin kartları 7 kuruştan alıyorsun, özellikle orayı tavsiye ederim. Onun dışında da sağı solu karıştırmak gerekiyor, yani iş biraz da şansa kalıyor :)

    YanıtlaSil
  6. Evet duydum orayı forumlarda hep bahsediyorlar:) bir fırsat bulup gitmeyi düşünüyorum, cevabın için çok teşekkürler...e ozaman happy postcrossing:)

    YanıtlaSil
  7. Kartımın kaç günde ulaşacağını merak ederken en doğru yanıtı bulmak güzel oldu. Teşekkürler :)

    www.gariphadiseler.blogspot.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. rica ederim, postcrossing'in ilgi görmeye devam etmesi güzel :)

      Sil
  8. BEN DE POSTCROSSİNGE YENİ ÜYE OLDUM DAHA ÖNCE HİÇ GÖNDER MEDİM VE GÖNDERİCEM AMA KENDİ ADRESİNİ KARTPOSTALDA YAZACAĞIN BİYER VAR MI

    YanıtlaSil
  9. BENDE GÖNDERİCEM AMA KARTPOSTALDA KENDİ ADRESİNİ NEREYE YAZICAKSIN

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. postcrossing'de kendi adresinizi yazmanıza gerek yok.

      Sil

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...